Şirketler için felaket önleme lokasyonu belirlenmeli!

Şirketler için felaket önleme lokasyonu belirlenmeli!

İlk sırada yer alan risk olan deprem nedeniyle yapılar güçlendiriliyor, felakete hazırlanıyor, ya veriler? Bir felaket durumunda veriler olmadan şirketler ayakta durabilir mi?
Evlerimiz iş yerlerimiz için deprem sigortası yaptırıyoruz kentsel dönüşüm yapıyoruz. Çünkü daha önce başımıza gelen felaketlerden ders aldık. Peki ya şirket verileri için aynı hassasiyeti gösteriyor muyuz? Nasıl evimizin depreme dayanıklı olup olmadığını test edebiliyorsak, verilerimizin durumunu da ölçebilir ve ne kadar hazırlıklı olup olmadığımızı tespit edebiliriz.

Şirketler için felaket kurtartma senaryolarının çok önemli olduğunun altını çizen Ayhan Bamyacı, “Öncelikle ilk akla gelen felaket önleme sistemlerinin lokasyonu. Buna kısaca bulunulan lokasyondan, mevcut risklerden etkilenmeyecek farklı bir lokasyona verilerin taşınması denilebilir.
Örneğin İstanbul’daki bir veri merkezinin Ankara’da Felaket Önleme sistemleri oluşturulabilir. Tabii iki merkez arasında veri akışını sağlayacak hatların olması, ulaşım imkânları, insan kaynakları gibi çok daha fazla düşünülmesi gereken faktörler de bulunmaktadır. Lokasyon için verilecek kararları genellikle bu iş için ayrılmış bütçe belirliyor.

Bazen bütçe içinde kalmak adına dikkat edilmesi gereken her noktaya o kadar özen gösterilmiyor. Örneğin Amerika’da İkiz kulelerdeki bir firma, felaket merkezini maliyetin az olması için diğer kuleye kurmuştu. Ancak 9 Eylül faciasından sonra iki kule birden yok olunca ciddi sıkıntı yaşadı.
Amerika’dan bir başka örnek vermek gerekirse yine bir farklı kurum felaket önleme merkezini New Orleans’a kurmuştu. Katrina kasırgası ile aslında felaket ana sistemlerde değil Felaket Önleme’ sistemlerinde yaşanılınca iş akılarında büyük oranda aksaklık yaşandı. Bunun gibi çok örnek bulunmakta. şeklinde konuştu.
Bizim Anadolu