Yalın Tan kimdir?

yalin-tan

Yalın Tan, Jeyan Ülkü ile kendi adlarını taşıyan iç mimari tasarım ve uygulama firmalarını 2000 yılında kurdu. Peki mimar Yalın Tan kimdir? İşte Yalın Tan biyografi…

Yalın Tan kimdir?
1969 yılında İzmir’ de doğan Yalın Tan, Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nden mezun olduktan sonra 2000 yılına kadar çeşitli bireysel ve ortaklı çalışmalarını sürdürdü.

Yalın Tan, Jeyan Ülkü ile kendi adlarını taşıyan iç mimari tasarım ve uygulama firmalarını 2000 yılında kurmuştur. Firma kurulduğu günden itibaren ağırlıklı olarak ofis, perakende ve konut projeleri üzerine yoğunlaşmıştır.

Yerli ve yabancı birçok marka ve kuruma proje, danışmanlık ve uygulama işleri adı altında servis vermektedirler. Ayrıca bir çok global markanın da lokal proje ve uygulama danışmanlığını da yürütmektedirler.

Firma çalışmalarına, tasarım ve uygulama adı altında ihtisaslaşmış farklı proje ve uygulama ekipleri ile devam etmektedirler.

Mimar Yalın Tan projeleri:
İstinye Ev
“Bu projeye ilk başlandığında sadece basit bir apartman binasından oluşan üç katlı yapı, konumuna ve ailenin çekirdek düzenine adapte edilip müstakil bir yaşam alanı haline getirilmiştir. Yapının sahip olduğu en avantajlı noktalardan biri; manzaraya yemyeşil bir doğanın içinden bakıyor olması. Bu da tüm mekanlardaki düzeneğin de bu yönde kurgulanmasını sağlamlaştırdı. Doğal malzeme ve formların, yine doğadan tonlarla birlikte kullanıldığı, mekanlar arası geçişlerde sade detayların devamına önem verildiği bir kurgu hakimdir.

Genel düzene hâkimiyet kuran yalın görünüm, kullanılan malzeme dokularındaki sadelik ve mobilya seçimindeki dinginlikle karşımıza çıkıyor. Aydınlatmanın tüm binada ayrı bir anlatım diline sahip olması, gece ve gündüz arasında yaratılan farklı kurgulara da olanak sağlıyor.”

B-Point
“Mekanın ruhunun markanın ruhuyla bütünleşmesine özen gösterildi. Mekanın tasarımında yola çıkış noktası; özünde kadının kendisi, cazibesi, parıltısıdır. Bu duyguları, yaşanmışlıkları, gizli kalmışları ortaya çıkarmak için kadının duyularına, sesine, kokusuna, tenine ve görselliğine odaklanıp hikayemizi, ana kahramanının üzerine oluşturduk. Ancak bu kahraman ile örtüşen bir de baş oyuncumuz, marka sahibi Bilgün Dereli vardı. Bilgün Dereli’ nin öne çıkan hikayesi ise tasarımlarını, yaratıcılığını tetikleyen romantik duyguları yaşamak ve yaşatmak için yapıyor olmasıydı. Onun özgün hikâyesini, romantik dünyasını, gizli kalmışları ve bu dünyanın tüm duygularını ve referanslarını iç mimariye aktarmayı hedefledik. Akmerkez showroom’ unun yaşayan bir dünya olmasını istedik. Malzemelerdeki temel anlatış tüm malzemelerin en rafine haliyle kullanıldığını göstermek ve fikirdeki yalınlığı da ön plana çıkarmak amacıyla kurgulanmıştır. Mağazanın cephesinden baktığımızda da aslında kullanıcıya farklı bir tecrübeyi yansıtmayı hedefledik. Şöyle ki; vitrin cephesi sıradan bir sunumdan çok aslında bir dünyayı anlattığı kadar kadına adanan veya kadın ile yaşayan tüm tecrübeyi gözler önüne sermektedir. Bu vitrin bundan sonra mekana değer katacağı kadın kahramanlarını bekliyor olacak.”