TOKİ Üsküdar’da 181 konutluk projeye başlıyor!

hilmi

Andy-Ar Yerel Performans Anketi şampiyonlarından Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen anlattı.

Somut olarak hangi hizmetleriniz ve projelerinizle vatandaşa dokunduğunuzu, ulaşabildiğinizi düşünüyorsunuz?

Üsküdar Belediyesi’nin haklı bir özelliği var o da şudur, sosyal ve kültürel belediyecilikte biz marka bir belediyeyiz. Üsküdar bir kültür şehri. İstanbul’un gözbebeği ve sembolü. Üsküdar demek, İstanbul demek. Biz bir sanayi ve ticaret bölgesi değiliz. Biz burada sanayiyi geliştireceğiz desek bu abesle iştigal, böyle bir şey olamaz. Burası bir huzur, ikamet ilçesi. Burada insanlar huzurla hayatı sürdürmek istiyorlar. Üsküdar bir eğitim şehri, bizim yüz binin üzerinde öğrencimiz var. 35 bin üniversiteli ve sekiz tane de üniversitemiz var. Burası bir sağlık şehri, Türkiye’nin en büyük sağlık tesisleri, sağlık kuruluşları ve hastaneleri burada. Bir eğitim, kültür, sanat şehri. Türkiye’nin en entelektüel isimleri burada oturuyor. Bizim bu anlayışla hizmet etmemiz lazım. Mesela gençlerle ilgili, çocuklarla ilgili yaptığımız gençlik merkezleri önemli.

En çok geri dönüş bu alanda sanırım çocuklar ve kadınlara dair yatırımlar…
Kesinlikle. İşte bilgi evleri, yurt hizmetleri önemli. Biz öğrencilere yemek getiriyoruz. Günde üç kap yemek veriyoruz. Burslar veriyoruz ilkokul öğrencilerimize. İşsiz gençlere iş bulma sistemi kurduk, Üsküdar İstihdam Merkezi (ÜSHİM) ve bize başvuran gençlere iş bulmak için bir proje hayata geçirdik. Biz iş arayanla, işçi arayanı buluşturuyoruz. Seçimden bu yana 20 ay geçti ve 5 bin gence iş bulduk. Bizim sloganımız budur, ‘gençleri iyilerle ve iyilikle arkadaş edeceğiz’ dedik. Nedir gençlerle ilgili iyilik, iyi arkadaştır, iyi iştir, iyi aştır, iyi etkinliktir, iyi hobidir. Dolayısıyla gençleri düşünün bir enstrüman kullanabiliyor, bir hobisi var, bir arkadaş çevresi var. Biz işte bu gençlerin bu arkadaş çevresi iyi insanlardan oluşsun, iyi bir meşgalesi olsun anlamında söylüyorum. Sosyal, kültürel belediyecilikten kastımız budur.

Ben daha çok gence nasıl dokunuruz, daha çok insana nasıl iş buluruz, bunun peşindeyim. Belediyecilik budur; yoksa çöp toplamak, suyu akıtmak, ulaşımı sağlamak tabii ki bunlar belediyecilik ama Türkiye artık buraları geçti. Biz belediyeciliği çok öteye taşıyoruz.

‘Üsküdar’ın taşı toprağı yakut sakın arsanızı satmayın’

“İSTANBUL’un taşı toprağı altın ya, Üsküdar’ın taşı toprağı yakut. Mega projeler yani Marmaray, meydan projesi, Çamlıca Camii bile Üsküdar’ın emlak değerini anormal derecede artırmıştır. Her yılda yüzde 10 prim yapar emlak, şu anda durum yüzde 30 ve artacak. Hele Boğaz bölgesine getirdiğimiz imar haklarıyla birlikte tavan yaptı emlak değerleri. Ben o yüzden diyorum burada yaşayan hemşerilerimize, ‘Sakın arsalarınızı satmayın. Bizim zaten kentsel dönüşümdeki hedefimiz yerinde dönüştürmeye yönelik. Vatandaş hiçbir yere gitmeyecek, yerinde kalacak. Buralarda neden başkası zenginleşsin, siz zenginleşin’ diyoruz. Arsa sizin, tapu sizin. Tapu kiminse yetki de onun. Üsküdar sürekli değer kazanıyor. Dolayısıyla emlak değerleri her geçen gün artıyor.”

‘Kumanyayla paketle yardım yapılmaz’

“BELEDİYENİN görevlileri gidiyor bir apartmana, basıyor zile. ‘Fatma Hanım belediyeden kumanya geldi, gel al…’ Bütün apartman duydu bunu, kadıncağız alacaksa da alamaz. Zaten bir ihtiyaç sahibinin, bir garibanın bir onuru var, onu da bizim rencide edecek halimiz yok. Biz bunu kaldırdık, bunun yerine ihtiyaç sahiplerine kart verdik. Üsküdar Destek Kart adıyla, bildiğiniz kredi kartı gibi. Şu anda 5 bin tane kartımız var. Her ay bu kartlara nakit para yatırıyoruz. Vatandaş bu kartıyla gidiyor, nereden istiyorsa istediğini alıyor.

Zaman kısıtlaması yok, ürün kısıtlaması yok, market tavsiyesi yok. Karta parayı yatırıp mesaj atıyoruz, ‘Bu ay itibarıyla şu kadar para yatırılmıştır. Güle güle harcayın’ diye. Bizim kartlarımızın kimde olduğunu ilgilisinden başka kimse bilmiyor. Belediyenin logosunu bile çok silik bastık ki anlaşılmasın, çocuğu anlamasın anneme belediye kart vermiş diye. Kumanyayla, paketle olmaz bu iş. Dolayısıyla bunlar insanlara küçük dokunuşlardır. Bizim bu tür uygulamalarımız zannediyorum vatandaşta da kabul görüyor ki takdirle karşılanıyor.”
‘Validebağ’da camiye karşı olan kimse yoktu, bütün sorun iletişimde’

VALİDEBAĞ projesini sormak istiyorum, seçilmeden önceki vaatlerinizden biriydi. Orayı Hyde Park’a çevirmeyi istiyordunuz. Bu devam ediyor mu, malum cami inşaatı sırasındaki tartışmalar…

“Orada camiye karşı olan kimse yoktu zaten, dışarıdan birtakım provokasyonlar yapıldı, istanbul’un en güzel eserlerinden biri oldu. Bütün sorun iletişimde. Bu dili iyi kullanmamız lazım, insanlar konuşarak anlaşmalı. Yeter ki birbirimizi dinleyelim. Geçenlerde Validebağ’a gittim ve gördüm ki orada bir imza kampanyası var.

Validebağ’da kaçak yapıya hayır diye bir kampanya. Hemen imza attım. Bizim Validebağ projemizde İyeni 10 bin ağaç var. Şu anda orada 7 bin ağaç var biz bunu 20 bine yükselteceğiz. Bunun neresi yeşilin katlidir? Çok güzel bir çiş park çıkacak ortaya. Emlak Genel Müdürlüğü’ne ait 2222 tapusu oranın ve İBB’ye tahsis edildi. Şu günlerde onun da projesi hızla tamamlanmak üzere. Validebağ’da gerekli adımlar bu sene atılacak. Şu anda kimsenin istifade edemediği bir durum söz konusu, hele akşamları sokak hayvanları, yanlış işler falan… Bunlar sıkıntılı işler.”

‘İmar sorununu çözdük, TOKİ’yle anlaştık 181 konutluk projeye başlıyoruz’

“BOĞAZ bölgesinde yıllardan beri süregelen bir imar problemi vardı, ama biz onu aştık ve bu problem bitti. Her akşam gidip mahallelerde milleti bilgilendiriyoruz. Bölgede planla ilgili sorun kalmadı zaten yıllarca bizden istenen konu buydu ve imar işi bitti. Ben söylüyorum vatandaşlara bu bölgede ve mahallelerde imar sorunu yok. Buralarda tapularımız hisseli olduğu için 30, 50, 100 dönüm tapular var. Mesela 50 dönümlük yer var, 300 tane hissedarı var. 6306 sayılı deprem yasası yani afet riski altındaki alanların dönüştürülme yasası. Bu yasada ‘En az üçte iki çoğunluk’ diyor, bunu yakalayın, bu imarı alıp yapın. Biz bu imarda ciddi anlamda iyileştirme yaptık ve dolayısıyla milletin önü açıldı. Şu anda bir araya gelenler var. Oybirliğini sağlayanlar var. Bizim belediye olarak arsamız var var o bölgede.

Siz, Yerel Yönetimler Performans Anketi’nde hizmet, halka yakınlık ve bilinirlik kategorilerinde üst sıradasınız. 2 yıllık süreçte ne yaptınız da bu sonuca ulaştınız?

2014 seçimlerinden sonra 2 yıla yakın bir zaman geçti. Bizim bu işlerde edindiğimiz tecrübe şudur ki vatandaşımız size kendini yakın hissederse, o güveni yakalarsa sorun yok. O zaman hatalar bile vatandaşın gözünde büyümez.

Vatandaşlarımızla olan bu bağın ve tanınırlığın oluşmasının en önemli sebebi doğallığı bozmamaktır, insanlarla aranıza mesafe koymak, aradaki bağı zayıflatıcı davranışlarda bulunmak gibi şeyler olmazsa sorun yok. insanlar size güvenir, itibar ve takdir eder. Biz bu doğal halimizi insanlarla olan ilişkimizde, karşılıklı muhabbetimizde, eylemlerimizde, davranışlarımızda, kararlarımızda, yaptıklarımızda yahut yapmadıklarımızda empati yapıyoruz. Benim için tılsımlı kelime empatidir.

“Biz olsaydık belediye başkanından ne beklerdik, ne isterdik, bize belediyede nasıl davranılmasını arzu ederdik?” gibi soruların cevabım arıyoruz. Ben çalışma arkadaşlarımla hep bu konuyu işliyorum. “Kendinizi vatandaşın yerine koyun ve empati kurun.” Bu insanlara milyon liralık yatırımlar yapmak, tesis yapmak güzel belediyecilik ama bundan daha ötesi insana dokunmak. Acı gününde, mutlu gününde, bayramda o güveni ve hissi yakalarsa vatandaş sorun yok, zaten başarı orada geliyor.

Yani formül samimiyette aslında…

Bir de eleştiriye açık olmak lazım. Bizim belediye başkanlarının en önemli ve zor işi budur. Eleştiriye tahammül etmek, tabii hakaret etmedikten sonra insanların eleştirilerini biz saygıyla karşılıyoruz. Biz bu işi bilerek geldik buralara ve bunlara hazırlıklıyız. Vatandaş bize tabii ki tenkitlerini, teşekkürlerini iletecek. Biz sabırla dinleyeceğiz, almamız gerekeni alacağız, varsa cevabımız söyleyeceğiz. Bu anlamda açık olmalıyız ve açığız. İnsanlar her türlü lafı ediyorlar, söylüyorlar, eleştiriyorlar, teşekkür ediyorlar. Doğallık, empati, eleştiriye açık olmak ve samimi olmak. Yapaylık zaten kendini hemen belli eder. Bu samimiyet öyle önemli bir şey ki samimi olmadığınız zaman insanlar gözünüzden anlar. Kamuoyu, halk her şeyin farkında. Hele artık dünyada, Türkiye’de, İstanbul’da, Üsküdar’da her şey şeffaf. Gizli kapaklı bir şey yok, kapalı kapılar ardında bir şey konuşamazsınız. Sosyal medya, internet, yazılı ve görsel basın vasıtasıyla her şey vatandaşın gözü önünde cereyan ediyor. Dolayısıyla samimiyetten uzak olamazsınız, olursanız zaten kaybedersiniz. Bizim zaten en önemli ve üzerinde basa basa durduğumuz konu samimiyet, “insanları adam yerine koymak” derler ya, bu çok önemli. Bizim olmazsa olmazımız budur. Bunun ötesinde bir anlayışla belediyecilik olmaz. Yoksa bizim her işi dört dörtlük yaptığımıza dair bir iddiamız yok. Biz de insanız sonuçta, bu işler insan eliyle yürütülüyor, hatasız olması mümkün değil. Bu doğallıktan, samimiyetten, empatiyle hareket etmekten, iyi niyetli davranmaktan, insanları dinlemekten geçer. Biz burada halk günü yapıyoruz, vatandaşın cenazesine gidiyoruz, bayram, düğün, dernek. Bizim hafta sonlarımız çok yoğun mesela, insanlarla iç içe oluyoruz, onların bulundukları ortamları görüyoruz, ona göre insanların yanında olduğunuz zaman bu şehrin bir demografik yapısı var, gerçekleri var, kültürel altyapısı, gelenekleri var. Biz de bu geleneklerin içinde insanlarız, başka bir yerden geldiğimiz yok. Bu şehri, bu insanlarla birlikte yaşıyoruz. Seçim öncesi ben vatandaşlara dedim ki: “En büyük projem, en büyük vaadim, ulaşılabilir bir başkan olmaktır.”

Bu vaadi tam olarak yerine getirdiğinizi düşünüyor musunuz peki? iyi gidiyoruz, eksiklerimiz var. Bize çok daha kolay ulaşılması gerekir, henüz o noktada değiliz ama ulaşılamayan bir başkan değiliz onu söylemeliyim. Olmamamız lazım zaten, insanlar bize ulaşamayacaksa ne işimiz var bizim burada?

Başkana ulaşmak nasıl olur? Yüz yüze olur, sosyal medyada olur, mahallede, caddede, sokakta, kahvehanede, dernekte, düğünde, cenazede falan. Bir de başkan hizmetleriyle bunu yapar, bir belediye başkanının herkesle görüşmesi mümkün değil. 550 bin nüfuslu bir ilçemiz var bizim. Bizim hizmetimiz muhattabma ulaşıyorsa, mahalleye gidiyorsa, vatandaşın biz zor zamanında, mutlu anında yanındaysak aslında ulaşılıyor demekti. Bu anlamda söylüyorum, ulaşılabilir bir başkan, hizmetleri ulaşabilir bir başkan, yaptığımız işleri muhataplarına duyurma noktasında bir anlayış ulaşılabilirlik demektir ki biz bunun peşindeyiz.
Site ve 1+1 İstemiyorum, otoparksız projeye onay yok

“BİZİM insanımız sağ olsun inanıp güveniyor bize. Biz kentsel dönüşümü söz verdik, ‘Bu işi çözeceğiz’ dedik ve onlar da bize inanandan konu çözülmüş oldu. 2 ay önce Büyükşehir Meclisi’nden kararı çıkardık. Boğaz bölgesinde özellikle dönüşüm sorunu yoktur. Altunizade’de, Barbaros’ta, Acıbadem’de dönüşüm sorunları yok. Kırmızı çizgilerimiz var; bunlardan biri dönüşüm yapılırken kesinlikle otoparksız proje onaylamıyoruz. İkincisi, site yapılaşması olmayacak. Çünkü Üsküdar huzur şehri ve bir dokusu var. Bu hayat devam etsin. Sitelerde karşılaşan insanlar ‘Acaba bu adam bizim apartmanda mı yaşıyor?’ diye sorar hale geldi. Bu mahalle hayatı, kültürü devam etmeli. 1 + 1 asla istemiyoruz. Üçüncüsü de binalarımız estetik değer taşısın istiyoruz.”
‘Meydanı 3 kat büyüteceğiz’

“ÜSKÜDAR eski bir yerleşim yeri ve hem geçmişte hem de gelecekte gözde bir şehir. Marmaray burada, Avrasya Geçidi burada, Ümraniye metro hattı burada, Boğaz Köprüsü burada. Zaten Eminönü-Üsküdar vapur hatları var. Üsküdar tam bir ulaşım aksı ve merkezi. Dolayısıyla yeni bir meydan ihtiyacı var. Şu anda Üsküdar’da yürümeye yer yok. Her yer keşmekeş halde, bunu söylemek lazım. Biz de dedik ki: ‘Meydanı 3 kat büyüteceğiz.’ Şu anda Harem-Üsküdar, Üsküdar meydan ve Üsküdar-Beylerbeyi arasında İBB’nin bir çalışması var. Biz de Üsküdar Belediyesi olarak meydan düzenleme çalışması yapacağız. Kendi binamızı yıkıyoruz ve yeni binaya taşıyacağız. Marmaray’ın çıkışları da tıraşlanıyor ve çok estetik bir meydan olacak, İstanbul’un en güzel, estetik ve en kolay ulaşılabilir meydanı Üsküdar Meydanı olacak. Bizim hedefimiz bu ve bu sene başlıyoruz. 2017 sonu gibi bitireceğiz.”

Esra Boğazlıyan/Habertürk