Çapa ve Cerrahpaşa taşınacak mı?

mustafa-demir

Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Çapa ve Cerrahpaşa hastaneleri yerleşkesinin şehir dışına çıkmadan dönüşümünün gerçekleştirilmesi için Fatih Belediyesi prefabrik binalara arsa tahsisinde bulundu.” dedi.

 

Çapa ve Cerrahpaşa hastaneleri ile ilgili açıklama yapan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Bu iki yerleşkemizin şehir dışına çıkmadan dönüşümünün gerçekleştirilmesi konusunda Fatih Belediyemiz geçici süreliğine sağlık eğitimi ve hizmetlerinin sürdürüleceği prefabrik binalara arsa tahsisinde bulundu. “dedi.
Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir tarafından yapılan açıklama şu şekilde;

Sevgili İstanbullular, Uzun zamandan beri iki güzide sağlık ve eğitim merkezimiz olan Cerrahpaşa ve Çapa Tıp Fakülteleri ve hastane binalarının yenilenmeleri konusu ile ilgili olarak kamuoyunda bir bilgi kirliliği oluşturulmuş, insanımızın kanaati olumsuz anlamda etkilenmeye çalışılmıştır. Ülkemiz, milletlimiz ve tarihimiz için önemli bir değeri ifade eden bu konuyu aydınlığa kavuşturmak gayesiyle Fatih Belediye Başkanı olarak sizlere bir açıklama yapmak ihtiyacı hissettim.

Bina ömrünü tamamladığı için deprem riski taşıyan, değişen gelişen sağlık ve eğitim hizmetlerine cevap veremeyen Çapa ve Cerrahpaşa yerleşkelerinin inşası için uzun zamandan beri konuşulanlar iyi niyetli olmayan kişiler tarafından yanlış yorumlanarak, yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermiştir.

Taşı-toprağı kültür olan, medeniyetimizin Başkenti, Sultan Fatih’in azizi hatırası, insanına ve mekânına hizmet etme onuruna sahip olduğumuz Fatihimizin her semti bizim için kutsaldır ve hizmetin en iyisine layıktır.

Fatih’in 8500 yıllık tarihi içerisinde Konstantinopol’ün (Doğu Roman’ın başkenti) başkenti olduğu tarihten beri aynı adlarla anılmasa da Cerrahpaşa ve Çapa yerleşkeleri, şehrimizin önemli semtlerindendir. Bu semtler o dönemde de Cibali kapısından başlayıp Yavuz Sultan Selim Camisi’nin doğusundan güneye doğru yönelerek Fatih Cami’ne, oradan güneye doğru ilerleyerek Likos deresini dik bir şekilde kestikten sonra caminin batısından (bugünkü Vatan Caddesi) Bezmi Âlem Üniversitesi’nin dışından güneye (Marmara denizine) doğru bir kavis çizerek Davutpaşa Cami’nin batısından ve Etyemez Yokuşu’ndan tarihi Samatya Limanı’na (Marmara Denizine) inen şehrimizin II. tarihi kara surlarının içinde kalıyordu. Milion taşından başlayan ünlü Mese yolu (Divanyolu Caddesi), bugünkü Vezneciler’de bir kolu kuzey-batıya, diğer kolu da (Langa Caddesi) bugün olduğu gibi güney batıya doğru “Y” şeklinde uzanıyordu. Bugünkü Cerrahpaşa yerleşkesi ise bu yolun kuzeyinde; Konstantin döneminde 12 bölgeye ayrılan Konstantinopol’ün 11. bölgesinde (mahallesinde) bulunuyordu.

O zamanlar 11. bölgenin güneyinden geçen Langa Caddesi ile Marmara Denizi arasındaki alan bostanlıktı (Vlanda). Muhtemelen bu günkü Cerrahpaşa yerleşkesinde, o günkü şehrin sebze ihtiyacını karşılayan bahçıvan aileler otururdu.

İstanbul’un fethinden sonra şehri dönüştürmek için başlatılan imar faaliyetleri sürecinde bu bölgeye Cerrahpaşa Külliyesi inşa edilerek, burası yeni kimliğine kavuşturuldu. Külliyeyi ünlü mimar Davut Ağa’ya inşa ettiren Cerrah Mehmet Paşa, Enderun’dan yetişmiş bir hekimdi.

Cerrah Mehmet Paşa, III. Murat’ın oğlu II. Mehmet’i başarılı bir şekilde sünnet etmesiyle ünlü olduktan sonra, devletin değişik kademelerinde yöneticilik yapmış ve ardından bir dönem II. Mehmet’in sadrazamı olmuştur. Semtimiz Cerrah Mehmet Paşa’nın inşa ettirdiği külliyeden dolayı bu adla anılmaya başladı. İstanbul Belediyesi 1911 de burada bulunan Taküyyidddin Paşa’nın konağını satın alarak, 80 yataklı bir hastane haline getirip o zamanki İstanbul Üniversitemiz olan Darül-Fünun’un Sağlık Bilimleri bölümüne tahsis etti. Cumhuriyet kurulduktan sonra da bu yapı etrafına ihtiyaca göre peyderpey yeni ilaveler yapılarak bu günkü yapılaşmaya ulaşıldı. Ancak oluşturulan bu yapı topluluğu hem depreme dayanıksız, hem mimari bakımdan değersiz, hem de modern tıp eğitimi ve sağlık hizmetleri bakımından yetersiz haldedir. Kuruluşu Cumhuriyetimizden eski, yüzyılı aşkın süredir verdiği sağlık hizmetleriyle adı, kadim şehir Fatihimizle özdeşleşmiş, milletimizin hafızasında ve gönlünde yer etmiş bu tıp eğitimi ve sağlık hizmetleri merkezlerinin Fatih’e ve yeni Türkiye’ye yakışır bir şekilde yeniden inşası için hükümetimizin başlattığı çalışma, sağlık hizmeti ve eğitimi, şehircilik ve kültürel bakımından çok önemlidir. Bu vesileyle bu ihya projesinin öncüsü Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Sayın Başbakanımıza ve yüklenici firma TOKİ’ye Fatihliler ve milletimiz adına şükranlarımı sunuyorum.

Ünü ve hizmeti bütün Türkiye’ye yayılmış olan bir diğer yerleşkemiz Tıp Fakültesi ve Sağlık hizmetleri merkezi olan Çapa Tıp Fakültesidir. Çapa semti 20. yüzyılın ortalarında kadar Şehremini olarak anılırdı. Ancak zamanla meydana gelen gelişmeler bölgenin adının değişmesine vesile oldu. Vakıf Gureba Hastanesi’nin Kadın Doğum ve Çocuk klinikleri açıldıktan sonra Haseki’deki İstanbul Tıp Fakültesi’nin II. Kadın Doğum Kliniği buraya taşındı. Böylece Şehremini’nin bir bölümü “Kadın Doğum” konusunda bir merkeze dönüştü.

Vakıf Gureba fakirler için, İstanbul Tıp da hali vakti uygun olanlar için bir çekim merkezi olunca, burası çok sayıda bebeğin dünyaya geldiği, dolayısıyla göbeğinin kesildiği yer oldu. O zamanlar Fatih’te çok sayıda Rum yaşadığı için onların da bebekleri bu doğum merkezinde dünyaya geliyordu. Göbek bağının Rumca karşılığı “çıpa” olduğundan bu yeni doğum merkezine Rumlar “çıpa” deyince halkımız da bunu “çapa” olarak değiştirerek Türkçeleştirdi. Bundan böyle gerek fakültenin gerek hastanenin gerekse semtin adı Çapa oldu.

Anlatmaya çalıştığım gibi; gerek Cerrahpaşa, gerekse Çapa Tıp Fakülteleri ve hastaneleri bizim için sadece bir eğitim ve sağlık hizmetini ifade etmiyor. Bununla birlikte bir semtin kültür tarihini, burayı değiştirmesi bakımından sosyolojisini ve bütün bu olguyu ayakta tutan semt ekonomisini ifade ediyor. Her ne kadar paydaşlar olarak TOKİ ile İstanbul Üniversitesi arasında kararlaştırılmış bir proje olsa da; boyutları itibari ile Fatih’i ilgilendirdiği ve yüzyılı aşan geçmişiyle bütün İstanbul’a, Anadolu’ya hatta yurt dışına yayılmış acı tatlı hatıralarıyla türkülerimize bile konu olduğu için bu iki semtimizin yaşayan olgusuna duyarlı davrandık. Bu toplumsal dokuyu oluşturan 5.201 öğrenciye 2064 öğretim üyesine, 2.211.549 hastaya ve 23.000 esnafına sahip çıktık.

Şehirler, mekân-insan ilişkisinin en yüksek düzeyde canlılık kazandığı yerlerdir. Dolayısıyla şehirlerin de ruhu vardır. Çapa ve Cerrahpaşa semtlerine can veren bu olgunun yerleşkenin yenilenme sürecinde buradan Fatih’in dışına bir yere taşınması, bünyesinden ayrılan organlarından dolayı şehir ruhunun acı çekmesi demektir. Taşınmanın yaratacağı maddi ve manevi olumsuzlukları yaşamamak ve bu iki yerleşkemizin şehir dışına çıkmadan dönüşümünün gerçekleştirilmesi konusunda Fatih Belediyemiz geçici süreliğine sağlık eğitimi ve hizmetlerinin sürdürüleceği prefabrik binalara arsa tahsisinde bulundu.

Ayrıca bu iki yerleşkenin Fatihimize ve 2023 Türkiye vizyonuna yakışır bir şekilde yeniden imar ve ihya edilmesi için hazırlanan plan ve projelerin Anıtlar Kurulu onayından geçirilmesi hususunda ciddi desteklerimiz oldu. Bir İstanbul sevdalısı olan Sayın Cumhurbaşkanımıza bu büyük dönüşüm projesine başından beri verdiği samimi desteklerinden, Sayın Başbakanımıza bu işe sahip çıkmasından ve yüklenici firma TOKİ’nin bu uygulamayı üstlenmesinden dolayı herkese ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum.

Bu büyük projenin, İstanbul Üniversitemize, Fatihimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Ayrıca yapılan her hizmeti engellemek, kara propaganda yaparak halkımızı yanıltmak isteyenlerin bu dönüşüm bölgeleri için yaymaya çalıştıkları dedikoduların hiç biri olmayacak, Çapa ve Cerrahpaşa semtleri şu an olduğu gibi yine sağlık amaçlı yeni ünitelerle, her türlü modern sağlık eğitimi ve hizmeti verebilecek şekilde donatılacaktır.

Çapa Tıp Fakültesi

11

 

Çapa Tıp Fakültesi proje görseli

22

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

33
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi proje görseli:

44

55
Fatih Belediyesi