Arnavutköy projelerle gelişen en prestijli, en lüks ilçelerden biri olmaya aday!

arnavutköy

TURYAP’ın Arnavutköy temsilciliğini alan İlkay Kaymak, sektöre mutlaka düzenleme getirilmesi gerektiğini belirterek tasarı halindeki Lisanslı Emlak Komisyonculuğu ve Lisanslı Emlak Müşavirliği’ yasa tasarısını desteklediğini ifade etti

Türkiye’nin en büyük emlak pazarlama zinciri TURYAP’ın Arnavutköy temsilciliğini açarak gayrimenkul sektörüne kurumsal anlamda devam etmeye karar veren Atlaslar Gayrimenkul’ün sahibi İlkay Kaymak ile sektörün sorunları ve eksikleri üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. Kamuoyunda ’emlakçılık yasası’ olarak bilinen yasanın çıkması gerektiğini söyleyen Kaymak, “Eğitimi olmadan hiçbir işi başarılı olmak mümkün değil. İstisnalar kaideyi bozmaz ama siz bir işin çıraklığını yapmadan kalfalığını veya ustalığını zaten yapamazsınız. Bu anlamda sektöre yasa mutlaka gelmelidir” dedi.

Siz sektörde yaklaşık 7 yıllık bir geçmişe sahipsiniz. Daha önce Atlaslar Gayrimenkul ve İnşaat adı altında faaliyet gösterdiniz. Kendi Dünyanın gözü Arnavutköy’de Sektörde uzun yıllara dayanan tecrübeleriniz ışığında Arnavutköy’ün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Son zamanlarda sık sık duymaya başladığımız bir soru bu. Arnavutköy gelecek açısından İstanbul’un ümit vaat eden bir ilçesi konumunda. Hani hep söyleriz: bugünler yanlıların teminatıdır, diye… Arnavutköy bilindiği üzere son yıllarda Türkiye’nin projeler bazından bakıldığında en önemli ilçesi konumunda. Hatta dünyanın odak ve cazibe merkezi olabilecek konumundadır. Türkiye ve dünyanın yatırım merkezi olacak konumda olup, şu anda dahi tüm dünyanın ilgisini üzerine çekmiş durumdadır.

İsminiz ve kendi markanız varken neden TURYAP gibi kurumsal bir firmanın şemsiyesi altmda hizmet vermeyi tercih ettiniz?
2009 yılında başlamış olduğumuz bu hizmet hayatımıza şahıs firması olarak başladık. O zamanki adımız Arnavutköy Gayrimenkul danışmanlık hizmetleriydi. Bu marka adı altında yaklaşık altı yıl boyunca hizmet verdik. 2013 yılında da Atlaslar Emlak & İnşaat ve Vatının Ltd. Şii. olarak hizmet vermeye başladık. Atlaslar adı ile bir nevi meslek hayatımızı bir adım daha ileriye taşıdık. Şirketleşme ve kurumsallaşma yolunda önemli adımlar atmış olduk. Bireysel çalışma olarak devam eden hareketlerimizin bu anlamda yeterli gelmediğine inandık. Yani benim için hala bir şeyler eksikti. Kurumsal olmayan firmamın bu sektörde yeterli olmadığına karar verdim. Bu anlamda geçtiğimiz hafta içerisinde yapmış olduğumuz Arnavutköy’de TURYAP markasının temsilciliğini alarak Arnavutköy’de yatırım yapmak isteyen yatırımcımıza kaliteli ve güvenilir hizmeti vermeyi amaçladık. TURYAP markası değilde başka bir marka çatısı altında hizmet verebilir miydik? Evet belki verebilirdik. Bu konuda çok ciddi bir araştırmamız olmadı. Ben yaklaşık bir yıldan fazla bir süredir kurumsallaşmayı hedefliyordum. Bunu nasıl yapabileceğime yada hangi firma çatısı altında sağlayabileceğimi belirtemedim. Sadece kurumsallaşmayı hedefledim. Karar aşamasına geldiğimde bir anda TURYAP’ın genel müdürü ile daha önce de tanışmış ve görüşmüştük. Bu anlamda TURYAP’ın hem yerli bir kuruluş olması hem de Türkiye’deki Gayrimenkul sektöründe lider konumda olan firmalardan biri olması sebebi ile gerek pazarda gerekse halkta ciddi derecede bir karşılığının olduğuna olan inancımdan dolayı başka hiçbir firma ile irtibat dahi kurmadan TURYAP ile çalışmaya karar verdim.

Arnavutköy’e baktığımızda nüfusun belirli bir kısmı gayrimenkul sektörüne ilgi duyuyor hatta bu işi ek iş olarak yapan bir hayli insan var. Siz neden gayrimenkul sektörüne ilgi duydunuz? Yani sizi bu sektöre iten ya da cazip kılan şartlar ne oldu?
Ben aslında 2008 yılı öncesine kadar farklı bir sektörde hizmet veriyordum. 2008’de yaşadığımız ekonomik sıkıntılardan dolayı o sektördeki iş hayatımızı sonlandırdık. 2009 yılı itibari ile gayrimenkul sektörü ile ilgilenmeye başladım. Daha doğrusu gayrimenkul işini yapmam gerektiğine inandım. Bir kaç arkadaşıma danıştıktan sonra kafamda bazı projeler ortaya çıkmaya başladı. Bir zaman da bu er işi yapabilmek için kendimi bu konuda bilgi ve beceri olarak yeterli olup olmadığını konusunda muhasebe ettim. En kötü günümüzde bu işe başlayacaksam sermayemin olması gerektiğini düşündüm. Bu anlamda ciddi bir müşteri portföyümüz ve potansiyelimiz yoktu. Bu işi bu şartlar altında nasıl yapabilirim diye kendime sordum. Bismillah dedik bir yerden başladık. Rabbime binlerce kez şükürler olsun ki bu işi yapabilme beceri ve kabiliyetini bize nasip etti. Başladığımız günlerde ‘denize düşen yılana sarılır” benzetmesi ve tabiri ile sektöre ilk adımımı attığımda belde belediyeleri kapatılmış 38 köy ve beldesi Arnavutköy’e bağlanmış ve Arnavutköy henüz yeni ilçe olmuştu. Mevcut belde belediyelerindeki imar durumları dahi kapanmıştı. Bugünkü gibi tarla veya arsa satışları maalesef yoktu. Yani biz o gün başladığımızda sektörün en kötü günlerinde bu sektöre girmiş ve insanlarımıza bu sektörde hizmet etmeyi göze almış, bu anlamda emek harcamış bir firmayız.

Yakın bir zamanda gayrimenkul yasasının çıkması bekleniyor Buna göre eğitimi olmayan veya üniversite mezunu olmayan hiç kimse çıkacak emlak sektöründe hizmet veremeyecek. Siz bu duruma nasıl bakıyorsunuz? Size göre doğru bir karar mı?
Az önce sizin de belirttiğiniz gibi herhangi bir düzeyde eğitimi olmadan hiçbir işi başarılı bir şekilde sonuçlandırmanız mümkün değil. Çok istisna bir durumdur. İstisnalar kaideyi bozmaz ama siz bir işin çıraklığını yapmadan kalfalığını veya ustalığını zaten yapamazsınız. İnsanı başarı noktasına taşıyacak bilgi, beceri ve kabiliyet mutlaka olmalıdır. Bu anlamda gayrimenkul sektöründe uzun yıllardır hizmet vermiş emlak odaları. Türkiye Ticaret ve Borsalar Birliği. Ticaret Odası gibi kurum ve kuruluşlar tarafından bir kaç adım atılmış. Şu anda bu konuda sona yaklaşıldığını biliyoruz. Kısmet olursa inşallah bu konunun da yasalaşması gerektiğine inanıyoruz.

Kurumsallaşma hedeflenmeli

Yani kanun gerekli…
Elbette… Bu sektörün de mutlaka bir yasaya ihtiyacı var. Bilinçli bir şekilde yapılmalı, müşteriye ve yatırımcıya karşı dürüst davranılarak ve güveni kazanılarak yapılmalı, kurumsallaşma hedeflenerek yapılmalı. İnsanımız dün farklı bir sektörde çalışmış yıllarca, emekli olmuş bizim sektörümüze ilgi duymaya başlamış. Eğer bu kişi sektörümüze bir şeyler katabilecekse ne mutlu; bu sektöre zarar değil kazanımdır. Öteki türlüsü zarardır.

Özellikle Arnavutköy’de bu işi kayıt dışı tabi edilen bir şekilde yapmaya çalışan çok insan var. Bu durum sizin gibi kurumsal anlamda hizmet vermeye çalışan kişi ya da kuruluşlara karşı yapılan bir haksızlık değil midir?
İş yine dönüp dolaşıp eğitime geliyor tabii ama bu iş elbette eğitimle de bitmiyor. Bu sektörde hatta diğer sektörlerde de olduğu gibi belli kriter ve hassasiyetler de çok önemli. Yani farklı sektörlerde çalışan insanlar bu işi gayriresmi bir biçimde yapmaya çalışıyor. Evet para kazanabilir ama sırf para kazanmak için birilerinin canını yakmak, yanlış yönlendirmek, yanlış lokasyonlarda yatının yaptırmak, bu insanlara ayıplı malı fark ettirmeden satmak kabul edilecek şey değil. Hem müşterilere hem de kendisine gelecekte çok büyük zararlar verebilir: altından kalkılamayacak bedeller ödetebilir.

Arnavutköy ev sahibi konumunda

Kanal istanbul, yeni şehir, 3. Havalimanı ve Arnavutköy kelimeleri sizin için ne anlam ifade ediyor?
Yeni şehir projesi denince akla hemen 2008 yılında Bakanlar Kurulu’nca alınan bir karar var, bunu hepimiz biliyoruz. İçinde yeni şehir, 3. Havalimanı, 3. köprünün uzantısı Kuzey Marmara Çevre Yolu. Kanal İstanbul ve yat limanı projesi var. Arnavutköy, bu beşlinin bir nevi ev sahibi konumunda. Bu projelerin Amavutköy’den daha ziyade İstanbul ve Türkiye’ye büyük bir prestij kazandırdığına inanıyorum. Çünkü siz dünyanın en büyük havalimanlarından birini inşaa edeceksiniz. Kanal İstanbul gibi haritaları değiştirecek bir projeyi yapmak için girişimlerde bulunacaksınız. İstanbul’a yoğun insan trafiğini rahatlatmak adına rezerv alanları ilan edeceksiniz ve bunlar için yapılabilecek her türlü yollarını, hızlı trenlerin, metroların, ticaret alanlarının, iş merkezlerinin ve alışveriş merkezlerinin yapımını sağlayacaksınız, insan ve yaşam odaklı yeni bir lokasyon geliştireceksiniz. Bu yapılan ve ortaya çıkanları lokasyonda köhne ve kentsel dönüşüme maruz kalmayacak şekilde insanların yüksek yaşam kalitesi ile yaşayabilecekleri akıllı konutlar dediğimiz hatta yeşil konutlar dediğimiz teknoloji ile yapılacak. Bu açıdan bakıldığında Arnavutköy Türkiye’de ve İstanbul’da gelişmekte olan ve gelişecek ilçeler içerisinde en prestijli, en lüks ilçelerden biri olmaya aday bir ilçedir.

Alıcı da uyanık olmalı
GAYRİMENKUL alırken vatandaşın da dikkatli olması gerektiğini söyleyen İlkay Kaymak, “Hizmeti alan da bilinçli olursa sıkıntı bir nebze olsun ortadan kalkar. Siz bir alıcı olarak herhangi bir alışveriş merkezine gittiğinizde cebinizdeki paraya göre hareket edersiniz. Aynca bir ürün alırken de ‘kötü çıkması’ riskini de göze alırsınız. Bu nedenle gayrimenkul alarak yatırım yapacak olan büyük ya da küçük yatırımcı eğer bu riskleri de satın almak istemiyorsa eğitimli, yetkili, donanımlı, dürüst ve yaptığı işin hakkını veren kurumsal firmalardan danışmanlık hizmeti alarak parasına yön vermeli, yatırım yapmalıdır.

Gazetemistanbul