Yabancı yatırımcılar için marka şehirler oluşturulmalı!

aziz torun

Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, “Konuta talep artıyor ancak satın alma gücü artıyor mu? İhtiyaç tamam da bu ihtiyaca göre konut üretebiliyor muyuz? ‘İstersen al’ devri bitti. Biz üretim yaparken satın alma gücüne göre talebi göz önünde bulundurmalıyız.” dedi.

GYODER tarafından Raffles Hotel İstanbul’da düzenlenen Gayrimenkul Zirvesinin 15’incisi başladı.

“İşimiz MeTRekare” teması ile gerçekleştirilen zirvenin açılışında konuşan Torun, sektör liderlerini 15. kez aynı çatı altında toplayacak olan zirvenin zengin içeriği, sektörü yakından ilgilendiren konu başlıkları ve önemli konuklarıyla dikkat çektiğini söyledi.

Gayrimenkulle ilgilenenlerin her güne metrekare ile başladığını ve günü metrekare ile bitirdiğini, konut alırken, satarken, tasarlarken metrekarenin konuşulduğunu dile getiren Torun, bu tema etrafında konuları ele alacaklarını ifade etti.

Torun, gayrimenkul sektörünün ekonominin lokomotifi haline geldiğini kaydederek, sektörün son 10-12 yıldır Türk ekonomisine paralel büyüdüğünü aktardı.

“Gayrimenkul sektörü rant sağlanan sektör olmaktan çıktı, üreten, istihdam sağlayan, vergi veren bir sektör haline geldi” diyen torun, havalimanı, köprü gibi altyapı yatırımlarının sektörün gelişmesine katkı sağladığını aktardı.

Torun, gayrimenkul sektörünün 2 milyon kişiye istihdam sağladığını, 200 alt sektörü desteklediğini ifade ederek, Türkiye’nin, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer alma ve 50 milyon turist ağırlama gibi hedefleri çerçevesinde bu sektörün de büyümesinin doğal olduğunu anlattı.

“Sektörün sorunlarını sümen altı edemeyiz”
Torun, böyle güzel gelişmelerin yanı sıra var olan sorunların sümen altı edilemeyeceğini belirterek, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in 6 Mayıs’ta gerçekleştirdiği bir konuşmadan alıntılar yapmak istediğini söyledi.

Şimşek’in “Dünya ve Türkiye ekonomisi için geçici bir bahar havası yaşıyoruz, aldanmayalım” dediğini anımsatan Torun, “Bu beklenen olumsuz şartları kış değil de bir sonbahar havasında geçirirsek ne ala” diye konuştu.

Torun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fırtınalı, tipili kışa dönersek ne yapacağız? Bir hazırlığımız var mı? Gayrimenkul sektörü olarak ben olduğundan emin değilim, endişelerim var. Biz 10 yıldır hep ‘yapıyoruz satıyoruz’ diyerek yolumuza devam ediyoruz ama bu model bizi yarı yolda bırakabilir. Sayın bakanın söylediği gibi böyle bir olumsuzlukta en önce ve en fazla etkilenecek sektör gayrimenkul sektörüdür. Gerek yerli gerek yabancı yatırımcının gayrimenkul alımlarını erteleyecektir. Kredi imkanları zorlaşacaktır. Sektör olarak planlarımızı hep iyimser tahminlere göre yapma alışkanlığından vazgeçmeliyiz. Planlarımıza B ve C şıkkını da eklemeliyiz.”

“Bir türlü çözülemeyen yapısal sorunlar var”
Torun, Şimşek’in diğer bir uyarısının da “Türkiye ve dünyada temel yapısal sorunlar var. Asıl olan yapısal sorunlara çözüm üretmektir” olduğunu hatırlatarak, “Gayrimenkul, inşaat sektörü olarak yapısal sorunlarımız çeşit çeşit. Bunlar uzun yılların birikimi ve bir türlü çözülemeyen temel yapısal sorunlar.” diye konuştu.

İstanbul ağırlıklı olmak üzere Ankara, İzmir, Bursa, Adana gibi büyük şehirlere yönelik yaşanan yoğun göçün yarattığı çarpık yerleşim ve gecekondulaşmaya işaret eden Torun, en çok göç alan İstanbul’un 1/100 binlik imar planlarının 1996’da yapılabildiğini anımsattı.

Torun, kontrol edilemeyen hızlı kentleşme yaşanırken kentleşmenin stratejisi ve politikalarının oluşturulamadığını söyledi.

Kentsel Dönüşüm Yasası ile çarpık kentleşme ve şehircilik sorununun strateji olmadan çözülmeye çalışıldığını dile getiren Torun, kentsel dönüşümün gelişim, değişim ve dönüşüm için bir fırsat olduğunu vurguladı.

Torun, şehirlerin geleceğinin talep ve ihtiyaçlara göre planlanması, geliştirilmesi, değiştirilmesi ve dönüştürülmesi gerektiğinin altını çizdi.

Sektörün talepleri
Daha önce Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ilgili bakanların katılımıyla sektörün sorunlarının paylaşıldığı bir toplantı yaptıklarını anımsatan Torun, o günden bu yana 16 ay geçtiğini, 2 hükümet değiştiğini, o gün belirttikleri sorunların bugün de geçerli olduğunu aktardı.

Torun, “İmar Yasası bir an önce çıkmalı, sektör üzerinde yüzde 14’e varan vergi ve harç yükü hafifletilmeli, haksız uygulamaları doğuran KDV uygulamaları çözümlenmeli, Tüketiciyi Koruma Kanununun getirdiği cayma hakkının oluşturduğu risk düzeltilmeli” diye konuştu.

Aziz Torun, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği, İmar Kanunu Tasarısı, Tüketiciyi Koruma Kanunu ve Yönetmeliği, KDV, vergi ve harçlar, Gelir Vergisi, İmar Artış vergisi, kayıt dışılık, yabancılara gayrimenkul satışı, iş ve işçi güvenliği alanlarında yapısal sorunların büyüyerek devam ettiğini bildirdi.

“Konutta ‘istersen al’ devri bitti”
Torun, konuta yönelik talebin her geçen gün konut arzı gibi arttığını belirterek, şöyle devam etti:

“Konuta ihtiyaç genç nüfus, nitelikli konut talebi gibi nedenlerle artıyor ancak satın alma gücü artıyor mu? İhtiyaç tamam da bu ihtiyaca göre konut üretebiliyor muyuz? Ya da arz edilen konut fiyatlarına göre talep devam edecek mi? Artık ‘istersen al’ devri bitti. Biz üretim yaparken satın alma gücüne göre talebi göz önünde bulundurmalıyız. Gelecek için bunu yapıyoruz diyemiyorum.”

Torun, salonda bulunan üreticilerin büyük kısmının metrekaresi 4 bin liranın altında konut üretme imkanı olmadığını ifade ederek, orta ve alt gelir grubuna bu şartlarda konut üretemeyeceklerini vurguladı.

“Ucuz arsa yok. dolayısıyla kamu desteği olmadan sektörün ucuz konut üretme imkanı yok” diyen Torun, bugünkü maliyet ve fiyatlara göre satın alma gücüne sahip alıcı sınırsız değil. Bir arz talep yetersizliği var ya da bir talep yetersizliği ile karşı karşıya kalabiliriz” ifadelerini kullandı.

Torun, bu riski bertaraf etmek için sektör analizlerine, proje bölgesinin demografik yapısına, gelir seviyesine, hedef kitleye uygun konsept proje geliştirmeye, araştırma ve geliştirme konularında fizibilite yapmaya gerek olduğunu vurguladı.

Yabancı yatırımcılar için marka şehirler oluşturulmalı
Yabancı yatırımcı için marka ülke ve marka şehirler geliştirmeleri gerektiğini dile getiren Torun, İstanbul’u, Ege’yi, Akdeniz’i, Karadeniz’i farklı bölgeleri özellikleri ile ön plana çıkarmaları gerektiğini söyledi.

Torun, yabancı yatırımcılara yönelik gayrimenkul ürünlerin de çeşitlendirilmesinin önemine değindi.

Aziz Torun, gayrimenkul piyasasının finansman modelleri bakımında çeşitlendirilmesi ve firmaların öz kaynağının güçlendirilmesi için halka arz, fonlar, gayrimenkul sertifikası, kira sertifikası ve tahvil gibi sermaye piyasası araçlarını kullanarak yabancı sermayenin gayrimenkul sektörüne girişini ve akışını sağlamaları gerektiğini aktardı.

Alkin: “Konutta balon yok”
Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin de sektördeki arz fazlası söylentilerine değinerek, bilimsel verilerin bunun aksini belirttiğini söyledi.

Alkin, “Konutta bir balondan bahsetmek için katma değerde inşaat sektörünün payının yüzde 9-10’lara çıkması lazım. Oysa Türkiye’de bu rakam yüzde 6’larda. Dolayısıyla bir balondan söz etmek olası değil.” dedi.

AA