Kentsel dönüşümde itiraz yolları!

“Kentsel dönüşümde itiraz yolları ve iptal davaları” konusunu Avukat Fatma Dilşad Yelken okurları için değerlendirdi. İşte Av. Fatma Dilşad Yelken’in o yazısı..

 

KENTSEL DÖNÜŞÜMDE İTİRAZ YOLLARI VE İPTAL DAVALARI

Kentsel Dönüşüm süreci 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanları Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesi ile başlamış olup sürecini başlaması ile birlikte riskli yapı riskli alanı rezev alanı gibi yeni kavramlar ile bunların tespitlerine yönelik itiraz ve dava yolları da süreç ile birlikte ortaya çıkmıştır.

 

6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunun 3. maddesinde riskli yapı tespiti yapılmıştır. Bu madde uyarınca Bakanlıkça veya İdarece, yapılan/yaptırılan riskli yapıya ilişkin bir rapor düzenlenir ve tespit edilen yapıyla ilgili ayni hak şahsi hak sahiplerine “risk tespit raporu” adı verilen bu rapor tebliğ edilir. Yasa uyarınca malikler ve temsilcileri tespit raporunun tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde riskli yapının bulunduğu yerdeki “İl Müdürlüğü”ne dilekçe ile itiraz edebilirler.

 

Malik veya yasal temsilcileri isterler ise üst makama itiraz etmeden, doğrudan mahkemeye başvurarak iptal davası açma haklarını da kullanabilirler. Bu durumda malik veya yasal temsilcileri tebliğinden veya öğrenilmesinden itibaren İdari Yargılama Usulü Kanunun 7. maddesine göre 30 gün içerisinde davası açabileceklerdir. Risk tespit raporlarına karşı açılacak iptal davasının açılacağı görevli ve yetkili mahkeme ise riskli yapının bulunduğu yerin yetki alanına tabi İdare Mahkemeleridir.

 

Riskli alanlarda ise; riskli alan tespit kararları da idari bir işlem niteliğinde olduğundan bunlara karşı da iptal davası açılabilmektedir. Bu düzenlemeye göre riskli alan kararına karşı açılacak davalar 30 gün içinde açılmalıdır. Danıştay Kanunun 24/1-a maddesi gereğince riskli alan tespit kararları Bakanlar Kurulu tarafından alındığından bu kararlara karşı ancak Danıştay’da iptal davası açılabilecektir ve bu davalar ivedi olarak görülecektir. İdari Yargılama Usulü Kanununa göre Danıştay ve İdare Mahkemelerinde dava açma süresi 60 gün olarak düzenlenmiş ise de, 6306 sayılı Yasanın 6. Maddesinin 9. fıkrası bu genel hükümden ayrılmış, özel olarak 30 günlük dava açma süresi belirlenmiştir.

 

Ayrıca 6306 sayılı 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanları Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 6. maddesine göre taşınmazları arsa haline gelen malikler eğer taşınmazın yeniden dönüştürülmesi hakkında 2/3 çoğunluklu ile kararının sağlayamazlar ise veya taşınmaz yeniden dönüştürülemez ise taşınmaz hakkında acele kamulaştırma kararı alabilir. İdarenin tesis ettiği ve idari işlem niteliğinde olan bu karara karşı da idari yargıda dava açılabilir. Dava açma süresi tebliğden itibaren otuz 30 gündür.

 

Bu davaların yanında, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanları Dönüştürülmesi Hakkında Kanun rezerv alanı tespitine yönelik de düzenleme yapmıştır. Bu düzenlemenin amacı yeni rezerv alanı tespit edilerek deprem bakımından risk taşıyan bölgele de oturan bir kısım halkın buralara yerleştirilmesi ve eski oturulan bölgelerdeki can ve mal güvenliği üzerine oluşan risklerin bertaraf edilmesidir. Yasaya göre Rezerv yapı alanı kararı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından alınmaktadır. Bu nedenle doğrudan Bakanlık kararına bağlı genel düzenleyici işlem olan bu karara karşı açılacak iptal ve tam yargı davaları Danıştay Kanunu 24. maddesi gereğince Danıştay’da görülür.

 

Rezerv yapı alanlarında kamu makamları ve ilgili idareler tarafından; malik ve hak sahiplerine yönelik başka birçok idari işlem yapılmaktadır. Bu işlemlere karşı da taşınmazın bulunduğu idare mahkemesinde iptal davaları açılabilmektedir. Dava açma süresi 30 gündür ve bu süre rezerv yapı alan kararının Resmi Gazetede ilanı veya ilgililer hakkında yapılan idari işlemlerin tebliği ile başlayacaktır.

 

Bu davalarda dikkat edilmesi gereken önemli bir husus, malik ve hak sahipleri veya temsilcileri tarafından riskli yapı, riskli alan, rezev alanı kararları yönelik Bakanlık veya müdürlükleri işlemlerinin iptali için İdare Mahkemelerinde açılacak iptal davalarında“Yürütmenin Durdurulması” talep edilmesidir. Yürütmenin durdurulması talepli açılan iptal davalarında hakimler, yürütmenin durdurulması kararı vererek uygulamayı ve idari işlemleri telafisi güç ve imkansız zararların doğmasını engellemek açısından öncesinde durdurabileceklerdir.

 

Av. Fatma Dilşad YELKEN