Kazalara inşaatları durdurarak çözüm bulunamayacak!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu

Bakan Soylu, “Bir kazayı korkutarak önleyemeyiz. Farkındalık oluşturmalıyız, öğreterek önleyebiliriz. Farkındalığı da toplum olarak paylaşarak aşabiliriz” dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’nin son yıllarda hızlı bir büyüme gerçekleştirdiğini bu kapsamda da kazalar gibi istenmeyen durumların oluşabildiğini söyledi. Soylu, “Bu konuda tedbir almak öncelikli adımımızdır. 2020’ye kadar Türkiye de herkeste farkındalığın oluşturulduğu yıllar olmalıdır. Bir kaza olduğunda inşaatı durdurarak çözüm bulunmuyor” dedi.

İSTANBUL’DAKİ ULUSLARARASI İŞ SAĞLIĞI KONFERANSI 8-11 MAYIS’TA
İstanbul’da 8-11 Mayıs 2016 tarihlerinde gerçekleştirilecek Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansına ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan Soylu, 2012 yılında çıkarılan 6331 sayılı yasanın birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin iş sağlığı ve güvenliği düzenlemelerinden ileride olduğu söyledi. Yasal düzenlemelerin yaşanan kazaları önlemekte hiçbir zaman yeterli olmayacağına işaret eden Soylu, “Bir kazanın önlenmesini korkutarak önleyemeyiz. Farkındalık oluşturmalıyız, öğreterek önleyebiliriz. Farkındalığı da toplum olarak paylaşarak aşabiliriz” şeklinde konuştu.

ÇALIŞMA SİSTEMİNDEKİ BOŞLUKLAR İSTİSMARLARA YOL AÇABİLİYOR
Türkiye’nin son yıllarda hızlı bir büyüme gerçekleştirdiğini bu kapsamda da kazalar gibi istenmeyen durumların oluşabildiğini anlatan Soylu, “Bu konuda tedbir almak öncelikli adımımızdır. 2020’ye kadar Türkiye de herkeste farkındalığın oluşturulduğu yıllar olmalıdır. Bir kaza olduğunda inşaatı durdurarak çözüm bulunmuyor. Tehlikeli işler konusunda uyarı da çözüm olmuyor. Sistemde bir eksiklik olduğu ortayı çıkıyor. O zaman da bu bazen bilerek bazen de bilmeyerek istismar edilmesine yol açıyor. İşte dünya bu konuyu nasıl minimize etmiş bunu nasıl aşmış 8-11 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da ele alacağız” diye konuştu.

EMEKLİYE PROMOSYON MÜJDESİ
Çalışma Bakanı Süleyman Soylu, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) bankacılık sistemi üzerinden geçen yıl 160 milyar lira, bu yıl ise 180 milyar lira maaş ödediğini, 60 milyar lira da sağlık ödemesi gerçekleştirdiğini kaydetti. Toplamda 240 milyar lira gibi bir ödemeyi bankacılık sistemi üzerinden sirküle edildiğini aktaran Soylu, “Bunun karşılığı olarak da emeklilerimize maaşlarını aldıkları bankalardan promosyon bekliyoruz. Kamu bankaları ile 2 gün önce bir araya geldik. Ay sonuna kadar değerlendirmelerini ortaya koyacaklar” diye konuştu.

DEMOKRASİ SÜRPRİZ REJİMİ DEĞİLDİR
Kıdem tazminatı konusunda değerlendirmeler yapan Bakan Süleyman Soylu, Türkiye’de kuruluş süresi 5 yılı bulan şirketlerin oranının yüzde 35, 10 yıllık ömrü olan şirketlerin oranının ise yüzde 55 olduğuna işaret etti. Bakan Soylu, şöyle devam etti: “Öte yandan 2015’te 14 milyon aktif çalışanın olduğu ama 18 milyon kişinin işten çıkış bildirgesinin de verildiği bir ülkeyiz. Bunu hiçbir matematik bilgisi ile açıklayamıyoruz. Bir sabah işyerine gittiğinde işyerinin kapandığını gören işçiye de bu durumu anlatmalıyız. 100 kişiden 14’ünün kıdem tazminatını aldığı, 86’sının alamadığı bir durumu da açıklamalıyız. Şimdi bir grup uzmanımızı yurt dışına gönderdik. Orada pratikte nasıl icra edildiğini izliyorlar. Bir yandan da geçmiş çalışmaları güncelliyoruz. Muhalefet dahil iş veren ve iş gücü sendikaları ile bu konuyu detaylıca tartışacağız. Çünkü bu durumdaki haksızlıkları biz ‘toplumsal tahribat’ olarak yaşıyoruz. Demokrasi rejimi ‘sürpriz’ rejimi değildir. Öngörülebilirlik içerir. Kıdem de tartışılmalıdır ancak bir sürprizle karşılaşılmamalıdır.”
İş davaları takip altında
Söz konusu toplantıda bir gazeteci Bakan Soylu’ya 18 milyon işten çıkış bildirgesinin oluşumunda yasada ’30 kişiden az çalışan işyerlerinde işe iade davası açılamadığından’ kaynaklandığını hatırlattı. Bunun üzerine Soylu, “Önümüzdeki günlerde tüm bunları masaya yatıracağız. Daha önemlisi iş mahkemelerinin yükünün önemli bir kısmını kıdem tazminatı davaları oluşturuyor. Bunu da biliyoruz” dedi.
Yeni Şafak