FETÖ bünyesinde 13 milyar liralık taşınmaza el konuldu!

mehmet-ozhaseki
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki: ”Ayrıca özel bir ihtimamla, arkadaşlarımızın çabalarıyla durdurdukları, kanun hükmünde kararnamede yer almayan bin 174 adet daha taşınmaza el konuldu. Bütün bunların değeri 13 milyar lirayı geçmiş vaziyette.” dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) el konulan taşınmazlarına ilişkin, “Arkadaşlarımın dün verdikleri bilgilere göre, hazineye intikal eden bunlara ait taşınmaz sayısı 2 bin 941 adet. Vakıflar Genel Müdürlüğüne intikal eden taşınmaz sayısı 2 bin 084 adet. Ayrıca özel bir ihtimamla, arkadaşlarımızın çabalarıyla durdurdukları, kanun hükmünde kararnamede yer almayan bin 174 adet daha taşınmaza el konuldu. Bütün bunların değeri 13 milyar lirayı geçmiş vaziyette.” dedi.

Özhaseki, Talas ilçesindeki tarihi Fevzioğlu Konağı’nda düzenlediği basın toplantısında, “15 Temmuz darbe girişimini atlattık derken ertesi gün PKK terörü azdı, bir başka gün DAEŞ başka türle eylemlere girişti.” ifadesini kullandı.

Bu örgütlerin adeta üçüz kardeş gibi hareket ettiklerini dile getiren Özhaseki, “Bir taraftan FETÖ, bir taraftan PKK, bir taraftan DAEŞ sanki Türkiye üzerinde oynanan oyunların birer piyonu olarak görev yapıyorlar. Bunların bir birinden bağımsız olması, farklı şekilde hareket etmesi mümkün değil. Nihayetinde bağlantılarına dikkat ettiğinizde hepsinin belli merkezlerden hareket ettiği, ortak bir hesap ve çıkar peşinde koştuklarını görebiliyoruz.” diye konuştu.

Özhaseki, terör örgütü PKK’nın 1980’lerde eylemlerine başladığı anımsatarak, şöyle devam etti:

“Sanki bir hak arama mücadelesi gibi görünüyordu. O günlerdeki baskıları da bahane ederek dağa çıkan bir sürü insan gördük ama zaman içinde bütün bu argümanları söyleyemez hale geldiler. Çünkü hak olarak verilmesi gereken ne varsa AK Parti döneminde verildi. ‘Yatırım yapılmıyor’ diyorlardı, yatırımlar yapılmaya başlanmıştı. Bir taraftan da hapishanelerde işkenceler vardı, bunlar sıkça söylenirdi. İşkenceler de bitti fakat PKK terörü bitmedi. Demek ki mesele sadece bir hak arama mücadelesi değildi. Dış örgütlerin bir piyonuydu bunlar, oyuncağıydı. Dışarıdan bunlara silah temin ediliyordu, destekleniyordu ve ne emir verilirse onu yapıyorlardı.”

Son dönemde de FETÖ ile PKK’nin işbirliği yaptığının çok net olarak ortaya çıktığına dikkati çeken Özhaseki, “Eskiden PKK’nın yaptığı işler veya ona karşı verilen birtakım karanlık noktalar vardı, bu karanlık noktaları anlamakta güçlük çekiyorduk. Yani istihbarat zafiyetinden bahsediliyordu, boş alanların bombalanmasından bahsediliyordu, faili meçhullerden bahsediliyordu ama son dönemde çok daha iyi anladık ki doğudaki bu FETÖ denen yapıya bağlı kim varsa PKK ile hareket ediyorlar, beraber mücadeleyi sürdürüyorlar ve ortak hedeflerinde Türkiye var. Türkiye düşmanlığında birleşmişlerdi.” ifadelerini kullandı.

– 13 milyar lira değerindeki taşınmaza el konuldu

Son zamanlarda bir itirafçının anlattıklarından bu ilişkinin netleştiğini vurgulayan Özhaseki, FETÖ’nün de cani yüzünün 15 Temmuz’da ortaya çıktığını anlattı.

Özhaseki, bu örgütlerle mücadelenin sürdüğüne işaret ederek, şöyle konuştu:

“Sade bir mühendisin ByLock hesabından şifreli işler konuştuğunu ben anlamakta güçlük çekiyorum. Bir öğretmenin bu şifreli hesaplardan haberleşmesini ben anlamakta güçlük çekiyorum. Siz sadece bir hizmet grubuysanız ve samimi duygularla hareket ediyorsanız, dini bir takım duyarlılıkla hareket ediyorsanız niye bu tür bir teşkilatlanmaya ihtiyaç duyarsınız ki? Bu tür hizmetler yasaklanmıyor, baskı da yok eskisi gibi, kendi aranızda niye şifreleşirsiniz, niye başkasından imamlar tayin edersiniz? Belediyede bile imamlar tayin ediliyor. Bütün kamu kurumlarında imam tayin ediliyor. Polisteki, askerdeki imamı anlamak mümkün değil. Ordu savaşa girecek komutana değil de imamına bakacak, öyle mi? Böyle bir yapı son derece tehlikeli ve rezil bir yapı. Tabii bunların elamanlarının kamudan temizlenmesi kadar doğru bir şey olamaz.”

FETÖ’nün mali kaynaklarının da kesildiğini vurgulayan Özhaseki, “Tapu kadastroya intikal eden bilgiler her gün değişiyor. Arkadaşlarımın dün verdikleri bilgilere göre, hazineye intikal eden bunlara ait taşınmaz sayısı 2 bin 941 adet. Vakıflar Genel Müdürlüğüne intikal eden taşınmaz sayısı 2 bin 84 adet. Ayrıca özel bir ihtimamla, arkadaşlarımızın çabalarıyla durdurdukları, kanun hükmünde kararnamede yer almayan bin 174 adet daha taşınmaza el konuldu. Bütün bunların değeri 13 milyar lirayı geçmiş vaziyette. İleride ele geçeceklerle nereye doğru varır bilmiyoruz.” şeklinde konuştu.

“Bunların vermiş olduğu hasar, PKK’nın verdiği hasardan daha büyük. DAEŞ’in verdiği hasardan daha büyük.” diyen Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunlar bizim bildiğimiz, inandığımız İslami değerlerin bir çoğunu insanların gözünde mahvettiler, iğdiş ettiler ve o terimleri anlamsızlaştırdılar. Bizim bildiğimiz dinimizin en temel esası Kur’an ve Peygamber’in hayatıyken, bunlarda yalan, riya, iftira, iki yüzlülük, takiye, her şey serbest hale geldi. Herkesi birbirine şüpheli bakar hale getirdiler. ‘Acaba sende mi onlardansın, sen bana takiye mi yapıyorsun veya sen de bu yapının kriptosu musun?’ diye birbirine bakar hale getirdiler milleti. Felaket bir güvensizlik ortamı.”

Örgütün yıllarca bu milletin en zeki çocuklarını seçerek zehirlediğini, en cömert zenginlerinin hayırlarını mahvettiğini dile getiren Özhaseki, hayırseverlerin şimdi güzel oluşumlara destek olmakta çekindiklerine işaret etti.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, bazı belediyelere kayyum atanmasına ilişkin, “Şimdi diyorlar ki ‘Belediyelere el koyarsanız, oralara giremezsiniz.’ Siz girin de görelim bakalım. Vatandaş bunlara yüz vermiyor ki kovuyor. Yüzde 92-94 oy aldıkları yerlerin caddelerinde 50 metre yürüyemiyorlar. Kimsenin yüzüne bakamıyorlar, insanlar dönüp selam vermiyor.” dedi.

Özhaseki, Talas ilçesindeki tarihi Fevzioğlu Konağı’nda düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin güvenliğinin, Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında Suriye sınırı tarafında sağlandığını belirterek, bir taraftan da göçü önleyecek tedbirleri alarak geri dönüşleri başlattıklarını söyledi.

Terör destekçilerinin bunca badireden sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız, hür, ilerlemesine devam eden, büyüme hızında hala Avrupa’da en önlerde bulunan bir ülke olarak nasıl yer aldığını anlayamadıklarını dile getiren Özhaseki, şunları kaydetti:

“Diğer ülkelerde böyle şeyler olduğunda hayat duruyor. Burada 40 yıldır PKK ile mücadele var. FETÖ’nün verdiği tahribat aslında eskiye dayanıyor ama bir gecede ortaya çıkan o yapıdan sonra müthiş bir mücadele var. Suriye’de de devam eden bir sıkıntı alanı var. Bütün bunlara rağmen Türkiye içeride büyümesini, huzurunu devam ettiriyor, hayat normal şekilde akıyor, insanların sadece zihin dünyalarını, gündemlerini meşgul ediyor. 15 Temmuz gecesi darbe (girişimi) olmuş, bir gün sonra bütün iş yerleri, mağazalar, fabrikalar açık, borsa çakılmamış, döviz fırlamamış. Onlar açısından anlaşılır değil. Avrupa’da patlama oluyor, hayat duruyor. Allah’a hamd olsun PKK ile mücadele ediliyor, FETÖ’nün yapmış olduğu caniliklere, darbe girişimine mani olunuyor ve Suriye’de de askerimiz çok ciddi bir operasyon yapıyor ama hayat devam ediyor. Bütün bu oyunlar da sırayla bozuluyor.”

Özhaseki, şimdi yapılması gerekenleri yaptıklarını, terör örgütünün kökünü kazımaya azimli olduklarını vurguladı.

Kazdıkları çukurlara canileri gömdüklerini, hesaplarını altüst ettiklerini dile getiren Özhaseki, şöyle devam etti:

“Şimdi de inlerine tek tek giriliyor ve temizleniyor. Bir taraftan PKK, bir taraftan FETÖ ile mücadele ediliyor. İkisinin de hem elemanlarıyla hem mali kaynaklarıyla, onlara destek olan ne varsa mücadele ediliyor. Şimdi şu gördüğümüz ağaçların her birinin altında çil ordusu var. O çillerin hepsi vitamini, suyu alırlar ve bu yeşilliği beslerler. Aşağıdaki bu çilleri kesmeye başladığınızda yukarıdaki bu yapının da kuruduğunu görürsünüz. Bunlar elemanlardır, okullardır, yurtlardır, para veren gruplardır, şirketlerdir, bunların para kaynaklarıdır, vesaire… Özellikle PKK ile dağ, taş aranarak inlerine girip bitirmek adına her şey yapılıyor. Allah silahlı kuvvetlerimize, özel harekatçılarımıza, polislerimize, korucularımıza yardım etsin. İnşallah bir daha da şehit haberi almayız. Bu günler tam bıçak sırtında olduğumuz, başarılı olduğumuz – buna inancımız sonsuz – anda epeyce bir müddet rahat edeceğimiz günler diye olaya bakıyoruz.”

– “Demagoji yapan insanları da kınıyorum”

Bakan Mehmet Özhaseki, Doğu ve Güneydoğu’da bir taraftan da yaraları sarmaya çalıştıklarına dikkati çekerek, şunları anlattı:

“Biz 7 bölgeyi temsili olarak seçtik, hasar büyük diye bakıyoruz ama 10’dan fazla yerde epeyce yaşanmış çatışmalar var, yıkılan, dökülen evler var, mağdur olmuş insanlar var. Buralarda yaptığımız faaliyetleri anlatırken bazen Anadolu’dan şöyle itirazların geldiğini duyuyorum, ‘Devlet oraya niye bu kadar para ayırıyor. Şu kadar ev yapacakmış, niye yapıyor, biz de mi elimize silah alsaydık?’ Bunlar doğru şeyler değil. Bizim evlerini yaptığımız insanlar eli silahlı insanlar değildi. Bizlerin yardım etmeye çalıştığı insanlar PKK’lı teröristler değil. Oradaki mazlum halk. Orada halk devletten yana oldu, bayrağına sahip çıktı, ezanına sahip çıktı. Bu bölgelerde işi karıştırarak, demagoji yapan insanları da kınıyorum.”

Bu bölgelerde evi yıkılan herkese ev vereceklerini ifade eden Özhaseki, “Kreşlerden başlayarak okullaşma, gençlik ve kadın merkezleri, aynı zamanda birçok sosyal tesis yapıp devlet eliyle doğru dürüst hizmetler verip, onların batı ile entegrasyonunu sağlamaya çalışacağız, kardeşlik duygularını pekiştirmeye çalışacağız, aramızdaki din duygusunu da tabii ki en önemli olgu olarak görüp kuvvetlendirmeye çalışıyoruz. Oradaki insanların da ben buna hazır olduğunu görüyorum.” diye konuştu.

Özhaseki, bu bölgelerde hak sahipleri için orada 30 bin civarında ev yapacaklarını belirterek, hak sahiplerinin yıkılan evlerinin değerinin, yeni inşa edileceklerden düşük olması halinde de aradaki farkı uzun vadeli olarak taksitlendirerek tahsil edeceklerini anlattı.

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde de bin 200 civarında tescilli tarihi eser, koruma amaçlı imar planları bulunduğunu dile getiren Özhaseki, bu imar planlarına aykırı hareket etmelerinin mümkün olmadığını, UNESCO’nun gözünün de burada olduğunu kaydetti.

Özhaseki, Sur’un İslam medeniyetinin başkentlerinden biriyken son dönemde teröristlerin başkenti konumuna geldiğine işaret ederek, “Şimdi o teröristlerden her taraf temizlendi. Bir taraftan tarihi eserler restore ediliyor, bir taraftan tarihi Diyarbakır evleri yapılıyor, bir taraftan sokak sağlıklaştırma işlemi yapılıyor. Devlet olarak büyük bir bütçe ayırdık.” dedi.

– “Bölücü örgütün siyasi uzantısı kötü yolu tercih etti”

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, bir gazetecinin, “bazı belediyelere kayyum atanması karşısında bölücü terör örgütüne yakın siyasi partinin genel başkanı ve sözcülerinin tehdit ettiğini ve eylem çağrılarında bulunduklarını” anımsatması üzerine, şunları söyledi:

“Onların bu tehditleri zaten bitmek bilmiyor. Bölücü örgütün siyasi uzantısı olarak tarif edilen yapı, aslında iki yoldan birini tercih edebilirdi ama onlar kötü yolu tercih etti. Birisi ‘Biz geldik düz ovada siyaset yapıyoruz. Derdimizi, meramımızı dilimizle anlatıyoruz, halkın da temsilcisiyiz, Meclis’te her türlü sorunu dile getiririz, konuşuruz, siz silahı bırakın’ diyebilirdi. Silahlı mücadele dünyada hiçbir yerde kalmadı. Afrika’nın vahşi kabilelerinde bile kalmadı. Fakat tam tersini tercih ettiler, onların güdümünde siyasi sözcülük yapmaya başladılar. Onların yaptığı kirli ve çirkin işlere kılıf bulmaya çalıştılar. Bu yol yol değil. Bunun sonu yok zaten. Gidip Sur’da şunları yapacağız diye beyanat veriyorum, ertesi gün ‘Çivi çaktırmayız’ diye Kandil’den ses geliyor. Doğu’da evler yapıp, insanların zararını tazmin edeceğiz diye beyanat veriyorum, ‘Hadi gel yap da görelim’ diye cevap geliyor oradan. Yapacağız arkadaşlar, bunlardan mı korkacağız. Biz devletiz. Ülkemizin her bir köşesi de zaten hepimize ait. Bu ülkede yaşayan herkese ait. Biz oralara gitmekte hiç tereddüt göstermiyoruz.”

Haftada birkaç gününün bu bölgelerde geçtiğine dikkati çeken Özhaseki, “Ama onlar oralara giremiyorlar. Şimdi diyorlar ki ‘Belediyelere el koyarsanız, oralara giremezsiniz.’ Siz girin de görelim bakalım. Vatandaş bunlara yüz vermiyor ki kovuyor. Yüzde 92-94 oy aldıkları yerlerin caddelerinde 50 metre yürüyemiyorlar. Kimsenin yüzüne bakamıyorlar, insanlar dönüp selam vermiyor. Mitingler düzenliyorlar, sağdan soldan, şehirlerden toplama arabalarla geliyorlar 500 kişiyi zor topluyorlar. Demek ki vatandaş bunlardan yana değil. Vatandaşın iradesi değildi. Baskıyla, zorla, kötülüklerle oluşturdukları bir yapı vardı. O kırıldı, güvenlik sağlanınca insanlar şimdi gereğini yerine getiriyorlar.” ifadelerini kullandı.

– “Şu an yerel seçim yok”

Özhaseki, belediyelere kayyum atanmasından daha doğru bir karar olamayacağını belirterek şöyle devam etti:

“Oralardaki belediye yapılanmaları içerisinde, bu partinin mensuplarının büyük bir çoğunluğu terör örgütünün himayesine girdiler. Başkanın odasının arkasında bir başka oda, 3 tane orada PKK yandaşı, her şeyi onlar idare ediyor. Kaynakların bir kısmını çok rahat aktarıyorlar. Yüzde 90-95’ler civarında personel gideri ve taşeron firmaya hizmet karşılığı ödedikleri bedeller var. Gerek kendi personelleri gerekse taşeron firmaya ödediklerini yan yana yazdığınızda yüzde 90-95 ediyor. Vatandaşın eline para verilmeden alınıp dağa gönderiliyor. Himmet parasının adı orada daha farklı sanırım. Oralarda haliyle bu yapıya tahammül etmek mümkün değil. Birçok insan diyor ki ‘HDP’ye oy verdik ama nasıl verdiğimiz siz biliyorsunuz. Ne olur gelin şu belediyelere el koyun.’ Bakın rica ediyor bütün esnaflar. Diyarbakır’da şahidim, Yüksekova’da şahidim, Cizre’de şahidim. Çünkü hiçbir hizmet yok ki orada. Oraya atanan insanlar hizmet edecek ve oradaki insanlar hizmetin ne olduğunu görecekler. Oradaki belediyelere de devletten para gidiyor. Aldığınız parayı düzgün kullanırsanız hizmet olarak millete geri döner.”

Özhaseki, bir gazetecinin sorusu üzerine de “Şu an yerel seçim yok. Herhangi bir seçim söz konusu değil.” yanıtını verdi.

Dış ilişkilerde haklı ve güçlü olmanın önemli olduğunu belirten Özhaseki, şu an Türkiye’nin hem haklı hem de güçlü olduğunu anlattı.

Özhaseki, FETÖ ile mücadele konusunda ya da neden Suriye’ye girildiği konusunda Türkiye’ye soru sorulmadığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şu an hepsi işbirliği yapmak için adeta sıradalar. Siz güçlüyseniz, sizinle birlikte hareket ederler. Dış ilişkiler biraz güce dayalıdır. Aynı zamanda haklıyız. Bizim burada haklılığımız anlatmaya gerek var mı? Bunlarla mücadelenin de çok uzun süreceğini sanmıyorum. Artık sona doğru yaklaşıldığını hep beraber kabul ediyoruz. Çünkü PKK terör örgütünün uzantıları inlerinde bulunup yok ediliyor. Şehirlerde güven başladı, vatandaş devletten hizmet bekliyor, bir kucaklaşma oldu. FETÖ dediğimiz yapının da kendi içindeki çelişkili, karışık, devletin birtakım kademelerine nüfuz ettikleri ortamında bir müddet sonra biteceği kanaati var hepimizde. Artık 15 Temmuz gibi bir çirkinlik peşinde olamazlar. Öyle bir güçleri yok ancak kafaları uyuşturulmuş, adeta haşhaş yemiş gibi hala birbirlerini doldurdukları, hala yukarıdan gelen örgütle hareket ettikleri bir yapının olduğunu da biliyoruz. O yapının çözülmesi de biraz zaman alacaktır ama haklı olan her zaman kazanacaktır.”

– Kentsel dönüşüm projeleri

Bakan Mehmet Özhaseki, şu an 186 yerde kentsel dönüşüm ilan edildiğini ve ilgilendirdiği insan sayısının 3 milyonu bulduğunu da bildirdi.

Kanun çıktığında Türkiye’nin hemen hemen yarısının kısa sürede değişime uğrayıp, kentsel dönüşümle yerini yeni, sağlam yapılara bırakmasının hedeflendiğini vurgulayan Özhaseki, sözlerini şöyle tamamladı:

“Birtakım tıkanıklıklar yaşandı. Onları aşacak bir-iki yasal düzenleme yapıldı. Şimdi tıkanma olan yerlerde de çalışma yapıyorum. Her İstanbul’a gittiğimizde bir ilçeyi hedefleyerek gidip oradaki sorunu çözüyoruz. Ancak bunlar mevzi mevzi çözülecek sorunlar olmaktan ziyade topluca bu işte farklı bir yönteme geçilmesi hususunda hemfikiriz. Bir çalışma yapıyoruz. Meclis açıldığında belediye yasalarıyla birlikte kentsel dönüşümde de reform niteliğinde birtakım yasalar gelecek. Mahalli idareler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlandığında belediye yasası bizim tarafımızdan yürütülür hale geliyor. Orada gerek kentsel dönüşümle ilgili gerek taşeronlukla ilgili gerekse kentsel rant dediğimiz insanları rahatsız eden, bir anda parsellere haksız yere rant verilen, yoğunluk verilen ortamların hepsinin giderildiği bir yasa teklifi hazır ama Meclis’in çalışma takvimi içinde daha önce yer bulamadık. İnşallah ekim ile bunlar gelecek.”

AA