Deniz Karataş: Yeni yapılardan korkmayın!

deniz-karatas

Antalya Müteahhitler Derneği Başkanı Deniz Karataş, yeni yapılan binaların ders alınmış binalar olduğunu söyledi. Başkan Deniz Karataş, “Yeni yapılardan korkmayın” diye konuştu.

ANTALYA Müteahhitler Derneği Başkanı Deniz Karataş, Habertürk Akdeniz’e özel açıklamalarda bulundu.

Kentsel dönüşüm yanlış anlaşılıyor. Kentsel dönüşümle neler yapılıyor?
Mesela Işıklar’da bir bina kentsel dönüşüm altında yıkılacak deniliyor, o yıkılmayacak. Yıkamazsınız.
Çünkü o binanın ayni hakları var.
Tapu sahibinin yasalarca korunan bir hakkı var. İkincisi 6 buçuk şiddetinin üzerinde depreme dayanıklılığı söz konusu. Yasa gereğince donatıları, projeleri oluştururken yasaya göre projelendirmek durumunda. Dolayısıyla beton, demir standardı sağlam olarak kalıcı olacak. Bana sorarsanız yıkılmalı.
Riskli bir bölge ilan edildiği zaman, yine onun etrafından karotlar alınarak binanın riskli bölge içerisinde sağlam olup olmadığı belli olur. Bizler, parsel bazında yapılan sağlamlaştırmaya kentsel dönüşüm diyemeyiz. Çünkü tek bir bina deyince kent bunun neresinde sorusu akıllara geliyor. Ortada bir kent, mahalle, bölge olmalı. Dönüşümlere her zaman ihtiyaç duyulacak. Bu dönemde dönüşüme acil ihtiyaç oldu. Neden? Çünkü başımıza 1999 depremi geldi. Çok ciddi can ve mal kayıpları yaşandı. Buradan alman dersle bir yasa çıkarttık. Bu yasa doğrudur. Keşke çok daha önceden bu önlemler alınsaydı.
Keşke kağıttan müteahhitlerin bina yapmalarını engel olucu yasalar baştan konulsaydı. Keşke tüm ülkenin imar planlar 1/50 binlikten başlayarak, şehir plancıları ile birlikte doğru ve uzun soluklu planlanıp da inşaat ruhsatları 1/1000’lik alanlara indirgenene kadar iyi hesaplanarak verilseydi. Bu şehir böyle olmayacaktı.

Yeni ev alacakların nelere dikkat etmesi gerekiyor?
Çoğunlukla şehir dışında gelmiş bazı müteahhit görünümlü, bizim de kabul etmediğimiz adil olmayan ticaret yapan firmalar var. Bunlar da bizim kurumumuza en çok şikayet alan yerler. Bana gösterilen daire ile satılan daire aynı değil gibi şirketler oluyor.
Bunları yasal olarak tüketicinin tespit etmesi zor. Pratik olarak da zor konumlamalar. Mesele şurada falanca otele yakınız. Falanca otelin yeri, adası, parseli belli. Belediye çok yakın. Okul ve hastane çok yakın, 2 parsel. Belediyeye gidelim ve soralım. Haritayı herkese gösteriyorlar. Buradan daire almak istiyorum deyin ve oradaki ada parseli bulun, karşılaştırın. Bakın o ada parsel doğru mu. Sonra ilgili projeyi belediyeden açtırın. Duvarların inceliği, çapı, metraj hepsi var. Projede ince yapmasına imkan yok.

Depreme karşı önlem çalışmaları yeterli midir? Binalar artık güvenli mi?
Hayır efendim. Yeni yapılan binalar ders alınmış binalar. Yeni yapılardan korkmayın. Biz eskinin düzeltilmesini, düzeltilirken de yapılacak yapıların parsel bazında değil, ada bazında yapılabilmesi, mahalle bazında yapılabilmesi ve belediyelerin içinde etkin rol alması ve hem belediyelerin hem bakanlığın hem de STK’ların bu mevzuyu vatandaşa iyi izah edebilmesi meselesini konuşuyoruz. Bu arada siz basma da görev düşüyor. Bunun nasıl doğru yapılabileceğini sizin aracılığınızla paylaşabiliyoruz. Biz dünyayı imar ve inşa eden bir sektörüz. Şehrimizi zaten inşa ederiz. Orta Doğu ülkelerinde barış geldiği zaman, kendi komşularımıza nasıl bir yapılaşmayı tük müteahhitlerinin de yaptığını göreceksiniz. Oralarda yeni Dubaileri inşa edeceğimizi de göreceksiniz. Ve ülkeye döviz girdisi sağlayıp, cari açığın kapatılması için müteahhitliğin ne derece önemli olduğunu göreceksiniz. Hem ülkemizde, hem etrafımızda yeter ki barış sağlansın, yasada bu var.

İnşaat sektörü ülkenin lokomotifi halindeyken yüzde 40’dan fazla insan asgari ücretle çalışırken bu insanlar nasıl ev alacak?
Bu kişilerin ev sahibi olma olasılığı tabii ki var. Bunun birkaç bakış açısı var. Örneğin siz asgari ücretle çalışıyorsanız, denize sıfır, çocuk parkı olan, sitenin masrafının bir daire masrafından fazla olan yerlere bakmayacaksınız. Ayağınızı yorganınıza göre uzatacaksınız.
Şehrin daha farklı ilçelerinden veya konut üretimin daha fazla olduğu arz talep dengesinin sizin bütçenize daha uygun olduğu yerlerden evlere bakacaksınız. Mademki ülkede Anayasal bir haktır barınma hakkı, zaten TOKİ’nin çıkış noktası esasen budur. O zaman evsiz olmamalı, o zaman siz ülke olarak bu noktada bir politika belirleyip yasaları çıkarmanız lazım. Keşke bu ülkenin yüzde yüzü ev sahibi olabilse de, ikinci evleri de olsa. Neden? Yayla turizmi, spor turizmi, kayak, sahil turizmi, deniz kenarı olan yerlerdeki ikinci evleriniz olsa. Bu geliştirilen politikada bazı teşvikler var.
Habertürk Akdeniz