Alsancak Limanı’na 7 maddelik itiraz gerekçesi!

Alsancak Limanı

Özelleştirme süreci tamamlandığında Avrupa’nın ilk 10, dünyanın ise ilk 50 limanı arasına girecek olan Alsancak Limanı’nda beklenen yine olmadı, önceki yıllarda planlara dava açan kurumların da bu kez olumlu bulduğu ve İstanbullu Safi Holding’in şimdiden ihalesine hazırlandığı limana son anda Konak Belediyesi itiraz etti. Belediye, itiraz gerekçeleri arasında, limanın ana amacından uzaklaşması, alana turizm tesisi inşa edilmesi ve yapılaşmanın trafik sorununa neden olmasını gösterdi.

YİNE HÜSRAN
Açılan davalar ve itirazlar nedeniyle 1997’den beri özelleştirilmesi gündemde olup, süreci bir türlü tamamlayamayan Alsancak Limanı’nın yeni planları askıdan indi. Bir önceki planlardaki itirazları dikkate alarak 95 bin metrekarelik AVM yerine 4 bin 500 metrekarelik dükkanlara yer veren Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 25 Aralık’a kadar askıda kalan planlarına İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilgili odalar olumlu bakarken, Konak Belediyesi’nden gelen itiraz iş dünyasında hüsrana neden oldu. İlk kez 1997 yılında özelleştirilmesi gündeme gelen ve bu yönde çalışmalara başlanan liman 2004 yılında Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından ‘Özelleştirme’ sürecine dahil edildi. TCDD’ye bağlı İzmir Limam’nın 49 yıllığına özelleştirilmesi için 3 Mayıs 2007’de açılan ihaleyi Hutchison, Global ve EİB LİMAŞ, 1 milyar 275 milyon dolar vererek kazandı.

3 firma ihale ile ilgileniyor
İstanbul merkezli Safi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Safi Alsancak Limanı’yla ilgilendiklerini açıklarken, Arkas CEO’su Önder Türkkanı da liman ihalesine girimeyi düşündüklerini söyledi. China Shipping Türkiye Acentası liman ile ilgilendiklerini belirtti.

2 KEZ DENENDİ, OLMADI
Ancak Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Vakfı Merkezi ve Liman İş Sendikası’nm açtığı dava sonucu Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu yürütmeyi durdurdu. Özelleştirme Yüksek Kurulu 2012 başında İzmir Limam’nın planlarını tekrar hazırladı. Planlara İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Mimarlar Odası İzmir Şubesi başta 95 bin metrekarelik AVM olmak üzere çeşitli nedeniyle itiraz edip, dava açtı. İptal davası devam etmesine karşın 21 Eylül 2012’de ihale yapıldı. Tek firmanın katılması nedeniyle ihale iptal edildi.
Açılan dava bir süre sonra plan iptaliyle sonuçlandı. Son olarak 26 Kasım’da askıya çıkarılan yeni planlarda AVM’nin yerine 4500 metrekarelik alanda dükkanlara yer verilmesi itirazların da önüne geçti. Planlara bu kez de Konak Belediyesi itiraz etti.

3. GEMİ ZOR YANAŞIYOR
Yapılan itirazı anlamakta zorlandığını belirten İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, “Konak Belediyesi herhalde bu projeyi yeteri kadar incelememiş. Biraz daha dikkatli incelenirse olumsuz bir yön görmeyeceklerdir. Bu projede kruvaziyer gemilerinin yanaşacağı parmak iskeleler yapılacak. Şu anda bilindiği gibi gelecek 3’üncü bir kruvaziyer, limana zor yanaşıyor” dedi. Limanın turizm fonksiyonu bulunacağını kaydeden Demirtaş, “Gelen turistler için bir de duty free (gümrüksüz saha) olacak. Yine o bölgede çok büyük olmayan bir otel yapılacak. İzmir’e kongre özelliği taşıyan bir otel olmasının ne sakıncası varmış?” dedi.

YANLIŞ ANLAŞILMIŞ
Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Başkanı Yusuf Öztürk ise şunları söyledi: “Büyükşehir Belediyesi de dahil olmak üzere tüm ilgili kurumlar olumlu görüş verirken, bu tür bir itiraz nasıl olabilir? Bana göre bir yanlış anlaşılma var ve kararı Konak Belediyesinin bir kez daha değerlendirmesinde fayda görüyoruz. Yeni imar planı ile gerçekleşecek yapılanmada hiçbir sıkıntı görmüyoruz.
Trafiğin şimdiki haliyle kalmayacağını ve Alsancak Garı civarında gerekli önlemlerin alınacağını zaten biliyoruz. O nedenle 2007’de yapılan yanlış değerlendirmenin bu kez yapılmasın ve özelleştirmenin önü tıkanmasın.”

BELEDİYENİN 7 GEREKÇESİ
1)Ana amacı kruvaziyer limanı olan planın, amacından uzaklaşarak kentin dinamiklerini desteklemek yerine turizm tesisi inşa etmek olduğu görülmüştür.

2)Bu planın ulaşım sorunu yaratacağı ortadadır. Şehrin ticari ve ulaşımının en yoğun olduğu meydan ve caddeleri kapsayan bölgede bugün bile ciddi trafik yoğunluğu yaşanmaktadır.

3)Tarihi sit alanı içinde kalan alanın 2683 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca Koruma Amaçlı İmar Planı niteliğinde hazırlanması gerekmekte. Bu nedenle alanın ilgili mevzuat kapsamında ayrı bir plan sürecinin olmasına ihtiyaç vardır.

4)Yeni plana göre yapılacak ticaret ve turizm yapıları, alanın çevresinde yer alan ve korunması gerekli kültür varlıklarını baskı altına alacaktır. İzmir’e gelen turistlerin önü ticaret ve turizm yapılarıyla bloke edilecektir.

5)Planla kente ve kentin tarihi mekanlarına yönelik ticari hayatın canlandırılmasına olanak sağlaması gerekirken, getirilen plan kararları ile yüzde 50’lik yapılaşma alanı önerisi turizmin kentten koparılmasına neden olur.

6)Bütün turist sadece o bölgeye hapsolacaktır.

7)Çevre plan kararlarından bağımsız bütünsellikten uzak olan bu planlama yaklaşımıyla İzmir kent merkezinin plan kararlarını olumsuz şekilde etkileyeceği kesindir.

Habertürk Egeli