İstanbul’un havza alanlarında gayrimenkul arzı arttı!

İstanbul’un cazibe oluşturan havza alanlarındaki gayrimenkul arzında son iki yıldır önemli gelişmeler yaşanıyor. Gayrimenkul arzında işlem hacmi iki yılda iki kat artarken, yıllık ticari havzalarda yapılaşma koruma planı iki yılda 2.5 kat artış gösterdi.

Havzalarda yapılaşma koruma planı çerçevesinde belli koşullarda yapılabiliyor. İstanbul havzaları için İSKİ’nin İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde ihtiyaç duyulan içme ve kullanma sularının temin edildiği belediye sınırları dahilinde ve haricinde bulunan yüzey ve yeraltı su kaynaklarının çeşitli yollarla kirlenmesini önlüyor. İçmesuyu havzalarında yapılaşma koşulları da, İSKİ İçmesuyu havzaları yönetmeliği kapsamında açıklanıyor. Bu alanlarda Çevre Düzeni Planı ve İmar Planlarının hazırlanması ve hazırlanan planlar doğrultusunda hareket edilmesi gerekiyor.
Dünya sıfır kirletme esasıyla cazibe ve potansiyel taşıyan alanlarını değerlendirirken İstanbul’un henüz bu durumla tanışamadığı gözlemlenmektedir.

Yıldız Teknik Üniversitesi Teknopark’ta faaliyet gösteren Türkiye Veri İşleme Merkezi TUVIMER, bu alanda gerçekleştirdiği araştırmasıyla İstanbul’da havza alanlarına yönelik gayrimenkul arzındaki işlem hacminin son iki yılda iki kat arttığını ortaya koyuyor. Araştırmaya göre 2014 yılında 59.146 olan gayrimenkul arzının 2015’te küçük bir düşüşle 54.367’ye, 2016 yılında ise büyük bir sıçramayla 124.842’ye yükseldiği görülüyor.

 

 

Ticari hacim iki yılda 2.5 kat arttı

TUVIMER’in araştırması, havza alanlarında arz edilen gayrimenkullerin oluşturduğu yıllık ticari hacmin 2014 yılında 8.99 milyar dolardan 2005’te 16.4 milyar dolara, 2016 yılında ise 24.81 milyar dolara yükseldiğini de belirliyor. TUVIMER Genel Müdürü İshak Kurtuluş Altun, bu verilere göre İstanbul’un havza alanlarında arz edilen gayrimenkullerin parasal değeri ve ekonomik hacminin son iki yılda iki buçuk kat artış gösterdiğini kaydediyor.

 

Altun, cazibe oluşturan havzalardaki gayrimenkul hareketliliğinin havza kuşakları açısından izlenmesinin önemli olduğunu belirtiyor. Her bir kuşakta farklı kısıtlar bulunması nedeniyle doğru bilgilendirmenin önemine değinen Altun, ayrıca sektör temsilcilerini güvenirlilik puanlaması ve güven endeksleriyle birlikte değerlendirmelerinin kullanıcılara ayrıcalık sağlayacağını belirtiyor.

 

Altun, yerel otorite ve merkezi birimlerin havza arazilerindeki gelişmeleri izleyip yönettiğini, ancak ilgili birimlerin doğru bilgilendirilmesi bakımından boşluklar olduğunu ifade ediyor. TUVIMER’in araştırmasının bu boşluğu görünür kıldığını söyleyen Altun, ilgili kamu kurumlarının yararlanacağı önemli bir hizmet sunduklarını kaydediyor.